Son dönemde artan jeopolitik gerilimler ve savaş riski, Avrupa Birliği’ni (AB) yeni bir strateji geliştirmeye zorladı. Enerji bağımlılığının azaltılması ve stratejik kaynakların güvenliği için, Avrupa Komisyonu kritik minerallerin stoklanmasını kararlaştırdı. Bu adım, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı gibi çatışmaların enerji ve hammaddeler üzerinde yarattığı baskılar nedeniyle alınmış bir önlem olarak öne çıkıyor.
Kritik mineraller, modern teknolojinin, özellikle de yeşil enerji, iletişim ve savunma sanayinin birçok alanında vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bu mineraller arasında lityum, kobalt, nadir toprak elementleri ve grafit gibi maddeler bulunmaktadır. Elektrikli araç bataryalarından yenilenebilir enerji sistemlerine kadar pek çok alanda kullanılan bu mineral ve metaller, Avrupa’nın endüstriyel ve teknolojik rekabetçiliği için elzemdir.
Ancak, dünya genelinde bu kaynakların büyük bir kısmı, jeopolitik olarak istikrarsız bölgelerde bulunmaktadır. Bu da Avrupa’yı, dışa bağımlı hale getirirken, potansiyel tedarik zinciri kesintileri konusunda endişeleri artırıyor. Avrupa Birliği, bu durumdan kaynaklanabilecek riskleri minimize etmek amacıyla, yerli üretimi teşvik etmeyi, geri dönüşümü artırmayı ve zengin mineral rezervlerine sahip ülkelerle stratejik ortaklıklar kurmayı planlıyor.
AB, 2023 yılı itibarıyla yaptığı açıklamada, belirli kritik mineralleri stratejik olarak stoklamaya başlayacağını duyurdu. Bu proje, AB üyesi ülkeler arasında iş birliğini güçlendirecek ve kaynakların etkin kullanımını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Beklentiler, bu stokların yanı sıra, yeşil geçişi destekleyici politikaların da geliştirilmesidir. Örneğin, elektrikli araçların daha fazla tercih edilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması ile birlikte bu minerallerin önemi katlanarak artacaktır.
AB, farklı metal kaynaklarını dünya genelinde çeşitlendirme çalışmalarını da gündemine almış durumda. Hem yerli üretimi artırmak hem de stratejik ortaklıklar aracılığıyla ithal kaynakların güvenliğini sağlamak adına, Afrika, Amerika ve Asya-Pasifik bölgeleri ile ilişkilerini geliştirmek üzerinedir. Bu çerçevede, özellikle lityum ve kobalt gibi enerji geçişinde kritik önemi olan minerallerin tedarik yolları güvence altına alınmaya çalışılmakta.
Ayrıca, Avrupa Komisyonu, sürdürülebilir mineral yönetimi konusuna da ağırlık vermeyi planlıyor. Bu, minerallerin çevresel etkilerinin azaltılması ve geri dönüşüm oranlarının artırılması anlamına geliyor. Dolayısıyla, körfez ülkelerinde ve Afrika'da hızla büyüyen maden sektörü ile iş birliği yapılması da gündemde. Kaynakların daha etkin ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük kazançlar sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Avrupa Birliği’nin bu yaklaşımı, hem enerji bağımlılığını azaltmayı hem de savaş riski gibi jeopolitik tehditlere karşı hazırlıklı olmayı sağlamak amacıyla atılan önemli bir adım olarak dikkat çekiyor. Kritik minerallerin stoklanması, sürdürülebilirlik ve ekonomik güvenlik açısından toplumu daha dayanıklı hale getirebilir. Avrupa’nın bu konuda göstereceği ilerleme, ilerleyen yıllarda hem bölgesel hem de küresel dinamikler üzerinde önemli değişikliklere yol açabilir.