Son yıllarda Türkiye'de tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan bazı zorluklar, çobanlık mesleğini de derinden etkilemeye başladı. Verilen yüksek maaşlar, çalışanların bu mesleğe olan ilgisini artırmakta yetersiz kalıyor. Özellikle son 6 ay içinde, hayvancılıkla uğraşan çiftçiler, çoban bulmakta büyük güçlük çekmeye başladıklarını belirttiler. Ancak en dikkat çeken gelişme, çalışanların 70 bin lira maaşı beğenmemesi oldu. Peki, çoban krizinin ardındaki gerçekler nelerdir? Daha fazlasını anlamak için bu durumu daha derinlemesine incelemekte fayda var.
Çobanlık, tarih boyunca önemli bir meslek olmuştur. Ancak günümüzde gençlerin bu alana yönelmemesi, bazı faktörlerden kaynaklanıyor. Öncelikle, çobanlık mesleğinin zorlukları ve çalışma koşulları, gençler tarafından göz önünde bulunduruluyor. Uzun ve zorlu saatler, daha az sosyal hayata sahip olma durumu ve doğal koşulların getirdiği sıkıntılar, çobanların bu mesleği tercih etmelerini engelliyor. Bu durum, genç neslin gözünde çobanlığı cazip olmaktan çıkarıyor ve alternatif kariyer imkanlarını tercih etmelerine neden oluyor.
Diğer yandan, yüksek maaş teklifleri bile çoban bulmada yetersiz kalıyor. 70 bin lira gibi bir rakam, birçok kişinin gözünde oldukça yüksek bir ücret olsa da, zor koşullarda çalışmayı düşünmeyen bir nesil için bu durum yeterli gelmiyor. Hayvancılığın getirdiği fiziksel zorluklar, birçok potansiyel çobanı bu meslekten uzaklaştırıyor. Söz konusu yüksek maaş, birçok kişi için sadece rakamlardan ibaret kalıyor ve motivasyonu artırmakta yetersiz kalıyor.
Çobanlık mesleğine olan ilginin azalması, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda hayvancılık sektörünün geleceğini de tehdit eden büyük bir kriz. Çiftçiler, hayvanlarına bakacak nitelikli elaman bulmakta zorluk çekiyor. Bu durum, hem üretimi olumsuz etkiliyor hem de hayvan hastalıklarının yayılmasına zemin hazırlıyor. Çiftlikler, çalışan sayısını artırmayı ve daha sağlıklı hayvancılık yapmayı amaçlarken, nitelikli eleman eksikliği büyüyor. Bu da piyasa dengesizliklerine ribete oluyor.
Sektör temsilcileri, devletin bu durumu göz önünde bulundurması gerektiğini dile getiriyor. Çobanlık mesleğinin yeniden cazip hale getirilmesi için çeşitli teşvikler ve destek programları oluşturulması gerektiğini savunuyorlar. Ayrıca, eğitim kurumları ve tarım departmanları ile işbirliği içinde genç kuşakları bu mesleğe yönlendirmek için programlar geliştirilmesi gerektiği dile getiriliyor. Aksi takdirde, tarım ve hayvancılık alanındaki bu kriz daha da derinleşerek, ülkenin gıda güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaşabilir.
Sonuç olarak, çoban krizi sadece bir maaş meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün yansıması. Gençlerin iş tercihleri, çalışma koşulları ve sosyal politikaların bu mesleğe yansıması göz önünde bulundurulmalı. Eğer bu iki faktör üzerinde yeterli çalışmalar gerçekleştirilmezse, tarım ve hayvancılık sektöründe ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalınabilir. Dolayısıyla, çobanlık mesleğini yeniden canlandırmak ve sektörü korumak için tüm paydaşların bir araya gelerek çözüm yolları araması kaçınılmaz görünüyor.