Bir okulda yaşanan dramatik an, öğretmen ve öğrenciler arasındaki bağı bir kez daha gözler önüne serdi. Olay, sınıfın ortasında gerçekleşti ve herkesin aklında soru işareti bıraktı. Öğrenci, yemek saatinde yutkunmakta zorluk çekerek boğulma tehlikesi yaşadı. Ancak, olayın hemen ardından öğretmeni tarafından uygulanan Heimlich manevrası sayesinde çocuk, hayata tutundu.
Olay, günün en yoğun saatlerinden birinde, ilkokulun kantininde meydana geldi. Öğle yemeğini tüketen öğrenciler, kalabalık ortamda şarküteriden aldıkları yiyecekler ile oynamaya geleneksel olarak başlamışlardı. Henüz 10 yaşında olan küçük öğrenci, alışık olduğu bir yiyeceği hızla yemeye çalışırken birden bire boğulma tehlikesi geçirdi. Aynı sınıfta görev yapan öğretmen, anında öğrencisinin yanında belirdi ve bu sıkıntılı duruma tanık oldu. Gözleri, çaresizlik içinde yardım bekleyen küçük çocuğa döndü.
Öğretmen, panik yapmadan, aniden durumun ciddiyetini kavrayarak sokaktaki ilk yardım protokollerinden biri olan Heimlich manevrasını uygulamaya karar verdi. Bu, birçok kişinin bildiği ama uygulamak istediklerinde zorlandıkları bir hayat kurtarma tekniğiydi. Öğretmen, kısa bir süre içerisinde sınıfta eğitmen olduğu süre boyunca öğrendiği bilgileri hatırlayarak öğrenciye gerekli yardımı sundu. Bu cesur eylem, öğretmenin tecrübesinin ve eğitim hayatında edindiği bilgi birikiminin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.
Heimlich manevrası; kişideki boğulma tehlikesini ortadan kaldırmak amacıyla yapılan bir tekniktir. İlkokul öğretmeni, öncelikle çocuğun arkasına geçti ve onun karnının üzerine, göğüs altına doğru sert ama dikkatli bir şekilde yumruğunu yerleştirdi. Sonra ise bulundukları pozisyonda kendi bedeninin ağırlığını kullanarak, yukarı doğru hızlı bir şekilde baskı yapmaya başladı. Bu baskı, hava yollarını açmak ve boğulma tehlikesi altında bulunan çocuğun nefes almasını sağlamak için kritik bir öneme sahiptir.
Öğrencinin durumunu hemen değerlendiren öğretmen, Heimlich manevrasının birkaç tekrarı sonucunda çocuğun boğazındaki yiyeceği çıkarmayı başardı ve öğrencisinin hızla nefes almasına yardımcı oldu. O an, sınıfta bulunan diğer öğrenciler de korku içinde ne olacağını izlerken, öğretmenin bu durumu profesyonel bir şekilde ele alması herkese umut verdi.
Olayın ardından öğretmen ve öğrenci arasında sağlam bir bağ oluştu. Öğrenci hızla kendine gelerek öğretmenine teşekkür etti ve bu durum, diğer sınıf arkadaşlarına da örnek oldu. Okul yönetimi, öğretmenin bu hızlı ve etkili müdahalesini kutlayarak, öğretmenin cesaretini ve machine-deza ile ilgili öğrendiği bilgileri nasıl başarıyla uyguladığını takdir etti. Bu tür olayların, gelecekte eğitimcilerin ve velilerin çocuklara güvenli bir eğitimin verilmesi konusundaki önemini daha da artırdığı düşünülmektedir.
Olayın ardından, okul yönetimi, öğrencilerine ilk yardım konusunda daha fazla bilgi vermek amacıyla uzman eğitimcilerle seminerler düzenlemeye karar verdi. Bu vesileyle, eğitimciler ve ebeveynler arasında, çocukların güvenliğini koruma adına bilinçlendirme amaçlı bilgilendirmeler yapılması sağlandı. Böylece bu tür kötü anların önüne geçilecek, çocukların güvenli bir ortamda eğitim almasına destek olunacaktı.
Son olarak, bu olay, öğretmenlerin çocukların hayatında yalnızca bilgi aktaran değil, aynı zamanda için hayati yani toplumsal fark sağlamak için kendilerinden ne kadar fedakarlık yapabileceklerinin de altını çizmektedir. Eğitim kurumları, öğretmenlere her daim destek olmalı ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak adına düzenli olarak tatbikatlar ve eğitimler düzenlemelidir.