Son dönemde, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) olgusu, yalnızca siyasette değil, ekonomik alanda da önemli bir sorun haline geldi. Dolandırıcılar, bu terör örgütünün ismini kullanarak vatandaşı hedef alıyor ve onlardan büyük miktarlarda para tahsil ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında ortaya çıkan bu dolandırıcılık vakaları, bir yandan FETÖ’ye karşı olan güveni sarsarken, diğer yandan halkın maddi kayıplarına neden oluyor. Dolandırıcıların kurbanları, kendilerini çoğu zaman güvenilir kişiler olarak tanıtan şebekelerin tuzağına düşüyor.
FETÖ'nün hükümet karşıtı faaliyetlerinin ardından bu örgütün ismi, birçok insana bir tehlike olarak lanse edilmeye başladı. Dolandırıcılar, bu durumu avantaja çevirerek, insanların korkularından faydalanıyor. Kendilerini polis ya da savcı olarak tanıtan dolandırıcılar, çoğu zaman bir yakınlarının ya da tanıdıklarının FETÖ ile bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Bu durum, kurbanlar üzerinde büyük bir korku ve panik yaratırken, dolandırıcılar bu duygularını manipüle ederek yüksek meblağlarda para talep ediyor.
Gaziantep’te yaşanan bir olay, bu dolandırıcılık yönteminin ne denli yoğun ve edebi olduğunu gözler önüne seriyor. Bir dolandırıcı grubu, kendilerini polis olarak tanıtmış ve aile bireylerinden biri hakkında FETÖ ile bağlantılı olduğu imasında bulunarak korku yaratmış. Bu süreçte, dolandırıcılar, ailesinin kurtulması için 100.000 TL gibi yüksek bir meblağ talep etmiş. Korkuya kapılan kurban, dolandırıcıların söylediklerine inanarak parayı teslim etmiş. Ancak dolandırıcıların hiçbiri tutuklanmadığı gibi, kurbanın yaşadığı maddi kayıp da geri alınamamış.
Ülke genelinde FETÖ ile bağlantılı olduğu iddiasıyla yapılan dolandırıcılık vakalarının sayısı gün geçtikçe artmakta. Suçlular, farklı şehirlerde toplanarak kurumsal bir yapı oluşturmuş durumda. Bu durum, dolandırıcılık girişimlerini daha planlı ve organize hale getiriyor. Sadece büyük meblağlar değil, günlük hayatta küçük miktarlarda bile dolandırıcılık yapılması vatandaşları zor durumda bırakıyor. Dolandırıcıların kullandığı yöntemler karmaşık ve ikna edici olduğu için, çoğu insan tuzaklarına düşmekte. Zaman zaman sosyal medya üzerinden de bu dolandırıcılık girişimleri artış gösteriyor. Kurbanlar, dolandırıcıların sunduğu yalan haberlere ve manipülasyonlara kolayca inanabiliyor.
FETÖ dolandırıcılık yöntemlerinin yanında, yetkili merciler de bu alanda uyarılarda bulunmakta. Emniyet Genel Müdürlüğü, vatandaşları bu tür dolandırıcılıklara karşı dikkatli olmaları gerektiği konusunda sık sık bilgilendirmekte. Vatandaşa her zaman resmi mercilere danışmaları uyarısında bulunarak, dolandırıcılara karşı nasıl bir işleyiş izlemeleri gerektiğini açıklıyor. Ancak, prestijli kurumların ismi kullanılarak yapılan sistematik dolandırıcılıklar, dolandırıcıların bu tür yöntemleri nasıl profesyonelce uyguladığını göstermekte.
Halkın bilinçlenmesi ve bu tür dolandırıcılık hikayelerinin yayılması, şebekelerin işlerini zorlaştıracaktır. Buna karşın dolandırıcıların yeni ve farklı yöntemler denemeye devam ettiği göz önünde bulundurulursa, halkın daha fazla dikkatli olması gerektiği anlaşılmaktadır. Özellikle tanımadıkları telefon numaralardan gelen aramalara karşı, para taleplerine veya şüpheli mesajlara karşı daha temkinli davranmakta fayda var.
Sonuç olarak, FETÖ gibi terör örgütlerinin ismi üzerine inşa edilen dolandırıcılık vakaları, hem ulusal güvenliğimizi tehdit etmekte hem de birçok kişinin hayatını olumsuz şekilde etkilemekte. Bu konudaki mücadele, yalnızca güvenlik güçleri tarafından değil, halkın bilinçlenmesiyle de mümkün olacaktır. Herkesin bu tür olaylara karşı dikkatli olması ve şüpheli durumlarla karşılaştıklarında yetkili makamlarla iletişime geçmeleri, dolandırıcılık oranlarının azaltılması yönünde büyük önem taşımaktadır.