İstanbul'da yaşanan ve herkesin dikkatini çeken bir olayda, birlikte yaşadığı adamı bıçaklayarak öldüren kadının durumu, toplumda büyük bir infiale yol açtı. Olay, 10 Ekim 2023 tarihinde, Kağıthane ilçesinde meydana geldi. İddialara göre, 32 yaşındaki kadın, yıllardır birlikte yaşadığı erkek arkadaşıyla bir tartışma yaşadı. Tartışmanın büyümesiyle birlikte, eline aldığı bıçakla adamın karnına bir kez bıçak sapladı. Sonrası ise bir dram…
Bu trajik olay, komşuların sesleri duymasıyla başladı. Olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. İlk olarak bilinçsizlikten dolayı hastaneye kaldırılan yaralı adam, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kadın ise olay yerinden kaçmaya çalıştı fakat kısa sürede yakalandı. Olayın ardından gelen ihbarlarla birlikte gözaltına alınan kadının ifadesi, cinayet soruşturmasını derinleştirdi. Gözaltına alındıktan sonra polis ekipleri, kadının olayla ilgili yaptığı açıklamaları incelemeye aldı.
Olayın ardından kadın, “Savunma amaçlı bıçakladım, kendimi korudum” şeklindeki ifadeleriyle dikkat çekti. Arkadaşlarının ve komşularının söyledikleri ise kadın hakkında farklı bir tablo ortaya koydu. Bıçaklama olayının, kadının uzun süredir yaşadığı şiddet ve baskı sonucunda gerçekleştiği öne sürüldü. Bunun yanı sıra, mahalledeki bazı tanıklar, kadının müdafaa etme hakkını kullandığını ileri sürdü.
Bu olayın arka planında yatan toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunu, uzmanlar tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Kadının, yaşamış olduğu şiddet dolu bir ilişkinin sonucunda böyle bir eyleme başvurmuş olabileceği üzerinde duruluyor. Kadının savunma amaçlı bıçaklama yaparak kendisini koruma çabası, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin getirdiği sonuçları bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzmanlar, kadın cinayetlerinin ve aile içi şiddetin önlenmesi için hukuki ve toplumsal önlemlerin artırılması gerektiğini vurguluyor.
Öte yandan, bir kadın olarak kendini savunma girişiminin bu şekilde sonlanması, kadının yaşadığı psikolojik travmanın ve toplumsal baskının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu tür olayların tekrarlanmaması için, eğitim ve toplumsal farkındalık çalışmalarının artırılması gerektiği konusunda genel bir görüş birliği mevcut. Bıçaklama olayının, sadece iki insan arasındaki bir sorunun ötesine geçerek, toplumsal bir soruna dönüştüğü anlaşılmakta.
Yaşanan bu olay, bir kez daha toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanmasına ve şiddetin hem fiziksel hem de psikolojik etkilerinin üzerinde durulmasına sebep oldu. Bir çok kadın, benzer durumlarla karşılaştığını ve bu tür olayların öneminin vurgulanması gerektiğini savunuyor. Sosyal medyada da olay hakkında pek çok yorum yapıldı. Kadına yönelik şiddetle mücadele girişimlerine dikkat çekilmesi gerektiği; bunun sadece kadınların değil, toplumun genel bir sorunu olduğu belirtiliyor.
Olayın yargı süreci de merakla bekleniyor. Gözaltındaki kadın, hakim karşısına çıkacak ve burada psikolojik durumu da değerlendirilecek. Anayasa ve uluslararası insan hakları belgeleri çerçevesinde, kadının yaşadığı şartlar ve izlediği yol dikkate alınacak.
İstanbul’da yaşan bu olay, kadına yönelik şiddet konusundaki tartışmaları bir kez daha alevlendirdi. Hakikaten, bir kadın hem bıçaklamaya maruz kalmış hem de bıçaklama eylemini gerçekleştirmişse, yaşananlar tüm toplumu derinden etkileyecek sonuçlar doğurabilir.
Sonuç olarak, bu endişe verici olay, toplumun her kesiminde "şiddeti durdurma" çabalarını artırmak adına bir uyarıcı olmalı. Kadınlar için güvenli bir yaşam alanı sağlanması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için atılması gereken adımlar bir an önce atılmalı.